Anne Baba Sohbetleri

Bir varmış bir yokmuş
Masal gibi başlıyor değil mi? Hayat dediğimiz de bu kadar işte bir varız bir yokuz! insanlar hayatları boyunca belli doğrultular ölçüsünde geçimlerini en güzel seviyeye getirmek adına çalışırlar. Hani Hz Ali nin de dediği gibi hiç ölmeyecek gibi çalışır didiniriz her birimiz değil mi? Aslında hayatımızın her anında bir amaç doğrultusunda uğraş vardır. Bu yeni doğan bebekte bile aynıdır. En basitinden dünyaya yeni gelen bir bebek bile karnı acıktığı zaman hemen ağlamayı tercih eder. Çünkü hedefi doğrultusunda yapabileceği tek uğraş budur. Emin olun bunda çok başarılı olurlar. (: Daha sonra 6 aylık olan bir bebek önce bir yürüteçe konulur başta önündeki oyuncaklar ilgisini çeker daha sonra adım atmaya başlar.

Ve ileri gidebilmek adına bir uğraş sarfeder. Bir kaç ay daha geçtikten sonra emeklemeler başlar, sonrası ilk adım. Hayata atılacak ilk adım çok önemli değil mi. Annesi ve babasının desteği olmadan kendi özgün hür iradesi ile sallana sallana yürürler. Düşerler de çoğu zaman, ancak korkmadan, bıkmadan, usanmadan tekrar tekrar kalkıp yürümeyi denerler. Tek bir sebebi var oda hedefi doğrultusunda ilerleme içgüdüsü. Çok geriden aldım konuyu, sebebi de tamamen şu en baştan okuyun ki hayatın her aşamasını beraber konuşalım. Bir bebek yürümeye başladıktan sonra yaptığı en büyük eylem nedir diye sorar isem muhtemelen her biriniz tabi ki konuşmak diyeceksiniz.

Çocuk Sohbetleri

Çocuk Sohbetleri

Evet konuşmak ilk cümle kurmalar bunların her aşaması şu şekilde başlar. Atta gidelim mi bye bye yap amcalara gibi gibi… Bize şuan konuşması çok basit gelsede, ebeveyn lerin en büyük mutluluğudur çocuklarının yarım yamalak kurduğu cümleler. Aradan bir sene geçtikten sonra, her zaman onu yediren annesine asilik başlar genelde çocuklarda. Mesela derki ben kendim yicem. (: en uslu çocuktan en haylaz çocuğa kadar her biri bunu yapar. Bunun adı tamamen bende birşeyler yapabiliyorum havasıdır. Bebek demek istiyor ki bende sizin gibiyim, kendim yerim, kendim giyerim, kendim gezerim. Şunu bilin ki kesinlikle dediğini yaptırmalarında onların üstüne yoktur. Devam ediyoruz sevgili arkadaşlar bebeğimiz gelsin bakalım şöyle Bi 5 yaşına. Ailesi nin onu kreş e vermesi en başta çoğu çocukta bir yıkım yaratır.

 

Acaba beni istemiyorlar mı sevmiyorlar mı diye düşünür. Ancak hiç bir zaman öyle değildir. Aile tamamen onun iyi bir eğitim alması için atılan ilk temelin çok sağlam olmasını ister. Bir bina gibi düşünün temel ne kadar sağlam ise bina o kadar sağlam olur. Küçük yavrumuz günden güne buna alışır, çok keyifli zaman geçirmeye, arkadaşlar edinmeye ve en önemlisi hayatı öğrenmeye başlar. Herşeyin yanı sıra bu süre zarfında dini eğitim de çok önemlidir bebek için, nitekim her birey ahlak ve dini eğitimini hatta örf ve adetlerini çok küçük yaşta alırlar. Bir aile bebeği nasıl yetiştirmek istiyor ise onu o şekil yapar.

 

Çocuğumuz 7 yaşına geldiğinde, okula başlayacağı için garip bir sevinç olur içinde, aslında sonradan neden bu kadar seviniyordum diyerek kendine kızacaktır. 🙂 Önce giderler annesi ve babası ile en güzel okul çantasını, en güzel kalem kutuyu, en güzel kalem traş, silgi gibi kırtasiye malzemelerini alırlar. Ve tabi ki en önemlisi okul elbisesini, bir süre üzerinden hiç çıkmaz o elbise, evin içerisinde döner dolaşır o elbiseyi geçirir üzerine. Beklenen gün gelir çatar. Annesinin elinden tutan çocuk okul yoluna doğru hareket eder. Okulun önüne geldiğinde içindeki heyecan inanılmaz derecede artmış olup kalbi yerinden fırlayacak mış gibi hisseder. okulun açılışı olduğu için gerekli konuşma yapıldıktan sonra. Öğrencilere sınıflara dağılması söylenir. Sanırım en can alıcı nokta da budur. Annesinden ve babasından bir anda ayrı kalmak. Sınıfa girdiğinde hiç tanımadığı en az 25 kişi birbirine bakarlar. Ki söylemeden geçemeyeceğim bizim zamanımızda bu rakam 40 kişi felanDı. Neyse çocuk ya bu zamanla buna da alışır. Hiç bitmeyecek gibi olan okul hayatı başlamıştır… Birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci sınıf derken kendini bir anda lise sınavlarına hazırlanırken bulur. Bunca meşakkatin arasında birde hiç ummadığı anda aşık olur. Emin olun herkezin ilk aşkı orta okuldadır.

Ergen Sohbetleri

Ergen Sohbetleri

Dersler, sinir, stres vs vs derken birde aşk nerden çıktı diye kendi kendine düşünür durur. Sınavda yaptığı başarı neticesinde kendine bir lisede yer bulur ve eğitim hayatına devam eder. Yıllar birbiri ardına hızla geçer, hayatının en güzel anlarını yaşadığı lise sonunda bitmek üzeredir. Ancak bunca meşakkatin arasında birde üniversite sınavı belası vardır başında. Ömrünün en zorlu sınavı belki odur. Bence belkisi de yok kesinlikle odur. Hadi sınavı da geçtim bir de tercih olayı var. Hayatı boyunca yapacağı mesleği tercih etmek. Üç gün sonra ben sıkıldım dememesi gereken mantıklı bir meslek. Genç arkadaşımız sınavını yapar tercihini yapar ve bir anda kanının en deli akacağı üniversite hayatına başlar. Hemde öyle bir başlar ki kendisi bile kendisine şaşırır (: aile baskısı yok, oğlum ödevini neden yapmadın yok, istediği saatte eve girmeler istediği saatte çıkmalar, Kız arkadaş ile aynı evde yaşayabilme dilediği kadar gezme ve sürekli para isteyebilecek bir ebeveyn cep numarası. Yani o çok önemli demi. Mesela baba param bi cümlesi dünyanın en basit cümlesidir onlar için. Zaman geçtik çe düşe kalka üniversite hayatı da son bulur. Askerlik vs derken bir anda kendini gerçek hayata adım atmak üzere bulur insan. Evet artık hayatın asıl gerçekleri başlar. Bunca yıl ders çalışmanın bedeli ve ödülü olarak ne alıcaklar biliyormusunuz? Tabi ki ömür boyu çalışmak, çalışmak ve çok şaşıracaksınız belki ama çalışmak :). Her insan en güzel iş kendinde olsun diye araştırma yapar kafasına yatan ilk işe bodoslama atlar.

 

Sebebi ise artık para kazanmak istemesidir. Bunca yıl ona bakan ailesine de bir vefa borcu vardır. Lafı çok uzatmak istemiyorum arkadaşlar kısa kısa geçicem. Çalışmaya başladığı ilk zaman, ciddi bir ilişki zamanı, düğün zamanı vs derken günler hızla ilerler aynı anne babasının onu dünyaya getirdiği gibi ondan da bir gün evlat dünyaya gelir elbet. Belki daha sonra bir tane daha, belki bir tane daha. Öyle böyle derken bizim bebek çocuk sahibi bile olmuştur. Hayat o kadar hızlı ilerliyorki geriye dönüp baktığında tek hatırlayacak olayı ilk okula başladığında olan heyecandır muhtemelen. Evet sevgili arkadaşlar, akabinde yaşam hızla devam eder çocuklar büyür, olgunlaşır ve yaş ortalama bir anda 45 lere dayanır. Evlatları dahi evlenecek yaşa gelmiştir. Kendi geçtiği yollardan bir bir canının parçası olan evlatları geçmektedir. Daha sonrasında çocuklarının mürveti vs derken bir anda bir çocuğun dede deyişi ile irkilir insan. Evet artık yaşanmıştır. Hayatı boyunca çalışıp kendine vakit bile ayırmayan belki bir elin parmağı kadar tatile giden insan oğlu için hayat git gide çekilmez hale geliyordur. Öyle yada böyle bu hayatta tek bir gerçek olduğunu yavaş yavaş damarlarında hisseder. Nedir biliyormusunuz sevgili okurlar, tabiki onun adı ÖLÜM dür. Makalenin başında da söylediğim gibi hz ali nin bir lafı var hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayıp yarın ölecekmiş gibi ibadet ediniz.

 

Geriye dönüp bakıldığında, mal, mülk, lüks araba, en güzel ev hepsi mevcut mu? Evet mevcut. Bunların hepsi inanılmaz para değil mi? Peki ya ben sorarım. Arkadaşlar namaz kaç para (: bizler dünya hayatımızı kurtarır iken ahiret yaşamını ki o ebedi yaşam,tamamen unutuyoruz değil mi? Hayatın her anını evlatlarına daha iyi bir yaşam için savaşmanın bence hiç bir anlamı ve mantığı yok. Bizler dün sapasağlam olup bugün toprağa çok kişiler verdik. İnsan doğdu büyüdü yetişti yaşlandı ve öldü… Söylerken bile ne kadar basit geliyor demi bize… Sevgili sohbet ailesi sizlere diyeceğim yegane olay şudurki konuya attığım başlık gibi : bir varmış bir yokmuş… Biz insan oğlu da aynı böyle, hayatımız tamamen bir masal ve herkezin üzerinde tekrarlanan bir olay var oda ölmek (: yazımı şu şekil noktalamak isterim. Sevgili ailem hiç kimse ama hiç kimse sizden daha değerli daha kıymetli değil. Sağlıklı saygılı şefkatli bir ömür boyu mutlu olmanızı temenni ediyorum ~ibOo

sohbet